BAKIŞ AÇISI DEĞİŞMELİ

Cumhuriyet, iktidarın kaynağını gökyüzünden yeryüzüne indirmenin, “Tanrı kullanılarak” doğuştun elde edilen imtiyazın, kulun, tebanın ve ümmetin yerine eşitliğin, bireyin, yurttaşın ve yurttaşlığın geçmesidir.
Siyasal İslamcı gelenek “egemenliğin gökyüzünden yeryüzüne inmesinden”  ve “kul-iktidar” ilişkisinin bozulmasından, cumhuriyetin laiklik ve demokrasiyle buluşuyor olmasından hep rahatsız olmuştur.

16. Yüzyıldan bu yana bir tek önemli hamlesi olmayan Osmanlı’ya toz kondurulmamasının ama AKP’nin siyasi ömründen daha da kısa olan Cumhuriyetin 1923 ile 1945 döneminin yerden yere vurulmasında bu rahatsızlık hep belirleyici olmuştur.
Cumhuriyet değerlerine ve sembollerine saldırmanın, bilerek ve isteyerek laikliği ve demokrasiyi işletmemenin arka planındaki düşünsel yaklaşımı buralarda aramak gerekir…

Yaşayarak gördük ki, geçmişi 97 yıla ulaşmış olsa da laiklik ve demokrasi olmadan Cumhuriyet gelişmiyor!

Özellikle son 70 yıldır “Yeni Osmanlıcı” zihniyete verilen tavizler Cumhuriyetin içini boşalttı, sağın, siyasal İslamın ideolojik-politik hegomanyasını inşa etti.

Sağın ve siyasal İslamcıların söylemi hakim hale gelince bir çok kişi de söylemlerini buna uygun hale getirdi…

Eğer Cumhuriyeti yeniden kuracaksak, öncelikle yapmamız gereken, bakış açımızı değiştirmektir.