1) Anadolu topraklarının en eski sorunu olan Alevilik olmasına rağmen, Aleviler Türkiye’de modern tarzda ortaya çıkan en geç örgütlenmedir.
2) Dernek, vakıf, federasyon çalışmaları, kamuoyunda Alevileri bilinir kılmıştır. Ancak bu örgütlenme tarzı artık dönemini kapamıştır. Bu tarzla daha fazla yol alınmaz, etkin olunmaz.
3) Kendisini örgütsel ve düşünsel olarak yenileyemeyen Alevi hareketinin etkisi, dünle kıyaslandığında ciddi bir biçimde azalmıştır.
4) Bütün dünyadaki sosyal hareketlerde olduğu gibi, Alevi hareketinin de mevcut yönetim kadroları değişmeli, yerlerini „yeni kuşak“ yöneticilere bırakmalıdır.
5) Hem örgütlenmeye, hem de taleplere yönelik yeni bir bakış açısına ihtiyaç vardır. 6) Kapitalizmin ve kentleşmenin belirleyici etkisiyle Aleviler içinde sosyal ve sınıfsal farklılıkların arttığı bir gerçeklikte, bütün Alevilerin tek bir Alevlik yorumunda ve tek bir siyasi tercihte buluşmaları mümkün değildir. Farklı yorumlar hep olacaktır. Tekçilik Aleviliğin doğasına da aykırıdır.
7) Dernek ve federasyonlar yerine Alevi dünyasındaki bütün farklı eğilimleri de kapsayacak, “lobi” mantığıyla da herkesi kucaklayacak bir „Alevi Bektaşi Temsilciler Meclisi“ kurulmalıdır.
8) Daha fazla Cemevi açma hedefi yerini, „eğitim“ merkezli, akademi, burs ve yurt gibi çalışmalara bırakmalıdır.
9) Alevi sorununda çözümün anahtarı olan „eşit yurttaşlık, laiklik ve hukuk“ başlıklarında mücadele öne çıkartılmalıdır.
10) Bütün bu ve benzeri yaklaşımların tartışabildiği “çalıştaylar” ile yeni dönemin yol haritası belirlenmelidir.
19 Kasım 2019, İstanbul
Necdet Saraç