Rahmi Turan’ın açıklamaları da, sonrası ardarda gelen diğer açıklamalar da ortadaki krize de, ortaya çıkan onlarca soruya da cevap değildir. Belli ki, CHP üzerinden yaratılan krizin hem içerden, hem de dışarıdan müdahilleri olduğu açıktır.
CHP gibi kendisini solda, sosyal demokraside ifade eden bir partide farklı görüşlerin, farklı siyasi aktörlerin olması gayet doğalken, bu ”doğallık” birçok çevreyi rahatsız ettiği için, bu müdahale ile hem CHP’nin alternatif olmasının, hem de Türkiye’nin kutuplaşmadan normalleşmeye doğru yönelmesinin önü kesilmektedir. CHP bir kez daha isimlerin ve hiziplerin tartıştığı bir parti olarak gösterilerek, hem kendi içindeki yönelimi, hem de özellikle kendi dışından CHP’ye ama esas itibariyle “geniş ittifaka” yöneliş engellenmeye çalışılmaktadır…
Bu nedenlerle krizi yönetmede Kılıçdaroğlu’nun tavrı belirleyici olacaktır. Çünkü bu operasyon İnce’yi de aşarak Kılıçdaroğlu’na yönelmiştir…
Partide krizin üzerine yürümek ve asıl sorumluları ortaya çıkaran ortak tavır da, Kılıçdaroğlu ile İnce’nin yan yana gelişi de bundan dolayı çok önemlidir.
Bu çerçevede Muharrem İnce’nin kameraların karşısına geçeceği yer, Yalova değil CHP Genel Merkezi olmalıdır. Ve daha da önemlisi, Muharrem İnce ve Kemal Kılıçdaroğlu kameraların karşısına birlikte geçmelidir. Bu olmazsa, yapılacak her ayrı açıklama, niyetlerden bağımsız olarak kafa karışıklığını ve ayrışmayı arttıracaktır…
23 Kasım 2019, İstanbul
Necdet Saraç