MUHALEFET EL YÜKSELTİKÇE GÜVEN AŞILIYOR!

Elini yükselten Kılıçdaroğlu yalnızca son bir ayda “Kürt sorunu biz çözeriz, HDP meşru bir partidir, çözümün meşru zemini de parlamentodur” dedi, sonra İstanbul’da yaptığı ‘Tarım Zirvesi’ ile çiftçinin sorununu da planlama ve kooperatifler üzerinden biz çözeriz” dedi. Daha önce müteahhitleri uyarmış “Kanal İstanbul için müteahhitlere para ödemeyeceğiz” demişti, geçtiğimiz günlerde de “yolları, köprüleri, kamulaştıracağız” dedi. “Hukuku öne çıkarmazsak kaos isteyenler siyasi cinayetlere yönelir”  vurgusundan sonra, bürokratlara, memurlara “İllegal isteklere uymayın, görevinizi yasalara göre yapın” ayarı verdi, Merkez Bankası’nın tavrına meydan okudu, TÜGVA gibi paralel yapıları deşifre etti, Medya Çalıştayı’nda da özgür basın çağrısı yaptı…

El yükselterek yapılan,  “biz geliyoruz ve bu sistemi değiştireceğiz” şeklindeki meydan okuma en önemlisi “AKP gitmez” diyen ve kemikleşmeye yüz tutmuş anlayışı yendi, siyasi gündemi AKP’nin elinden çekip aldı, rolleri değiştirdi, umudu ve güveni büyüttü, psikolojik üstünlüğü tümüyle muhalefete kazandırdı!

TEZKEREYE HAYIR DENMELİ!

Rollerin el değiştirdiği, memurlara “görevinizi yasalara uygun yapın” çağrısına bile AKP’nin “darbe ve vesayet” diye cevap verdiği bir ortamda CHP başta olmak üzere muhalefetin son hamlesi Suriye ve Irak tezkerelerine “hayır” demek olmalı! Çünkü AKP öngörüleri yalnızca iç politikada değil, dış politikada da çoktan çökmüş durumda. Yönetemeyen, yönetme becerisini kaybeden, güven vermeyen, liyakatsız bir iktidara Türk askeri hem de iki yıllığına teslim edilemez. Kaldı ki, Suriye ve Irak’ta istikrarın anahtarı da artık silah değil, diplomasi ve hukuk!
Üstelik çözüm için yeni arayışlara da ihtiyaç yok; CHP’nin uzunca bir süredir ısrarla öne çıkardığı Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı’nı kurmak, bölgede barışı, huzuru ve demokrasiyi beraberinde getirir! Tıpkı Mustafa Kemal’in 1930’larda kurduğu Balkan ve Sadabat Pakları gibi…

22 Ekim 2021, İstanbul

Necdet Saraç

Schreiben Sie einen Kommentar