Kaftancıoğlu, İmamoğlu, Kılıçdaroğlu’na yönelik hukuki gibi gözüken siyasi hamleler de, HDP’nin kapatılmasının sürekli gündemde tutulması da, RTÜK’ün muhalif televizyon kanallarına Kılıçdaroğlu’nun canlı yayını yayınladı diye ceza vermesi ve bazı konserlerin yasaklanması, sosyal medyada yeni sansür hazırlığı da bize iktidarın daha da sertleşeceğini çok net gösteriyor…
Devlet Bahçeli Van’da kayyumlara karşı olduğunu açıkladıktan sonra “Selahattin Demirtaş’ın, Osman Kavala’nın serbest bırakılmasını istiyorsanız bize katılın” diyen Kılıçdaroğlu’nu meclis kürsüsünden „Çok istekliysen biraz daha devam et sonunda kanun yoluyla onların koğuşundaki boş bir ranzaya sende kapağını atarsın“ diye açıkça tehdit etmesinin nedeni de bu…
Erdoğan’ın bitmek bilmeyen Gezi düşmanlığını bu kez de „Bu teröristler, eşkıyalar bira şişeleriyle caminin içini pislemişti“ yalanı eşliğinde Gezi eylemine katılanlar için „Bunlar çürük, bunlar sürtük“ diye küfür etmesinin nedeni de bu…
Erdoğan kendi yurttaşına küfür edebildiği, yargıda siyasi eğilimine göre bütün önemli davalarda karar aldırdığı birini Adalet Bakan Yardımcısı yaptırdığı bir ortamda “onurlu ve dik durmaya” devam etmek önemli ama yetmez, çünkü nefes alacak alanlar giderek daralıyor. Siyasi partiler dışında aydınlara, yazarlara, sanatçılara da büyük rol düşüyor, belli ki, bu siyasi iklim değiştirmeden Türkiye normalleşmez!
2 Haziran 2022, İstanbul
Necdet Saraç