Vahdettin’in “fitne, fesat”, dediği “isyancılar” dediği Kuvayi Milliye’ye ilk saldıranların da, Yunanlılardan ve İngilizlerden önce sarayın kurduğu Kuvayı İnzibatiye’yi de, paşa yapılan Anzavur’u da görmek istemezler. Bütün bunlara rağmen Vahdettin’e hain dendiği için de küplere binerler! Çünkü asıl dert bu gerçekler değildir, asıl dert, ne yapıp edip “100 yıllık Cumhuriyet Parantezini” kapatmaktır!
4) Açıkça belirtmek gerekir ki, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurulması Osmanlı’dan büyük bir kopuşu ifade eder: Hilafetin yerini Cumhuriyet, ümmetin yerini millet, kulun yerini yurttaş alır, “egemenlik kayıtsız şartsız milletin” olur. Yeni Osmanlıcıların, Hilafetçilerin kabul etmek istemedikleri gerçek tam da budur!
Bu bir siyasi tercihtir. Ancak Cumhuriyet’i tercih edenler cumhuriyetin ikinci yüzyılını demokrasiyle, özgürlükle, eşit yurttaşlıkla ve gelir dağılımında adaleti sağlayarak taçlandırabilirler…
14 Eylül 2022, İstanbul
Necdet Saraç