Türkçe’de “Öküz öldü ortaklık bozuldu” diye güzel bir atasözü vardı. Çıkar ilişkileri sona erince, aradaki bağı sağlayan “çıkarın” sona ermesiyle, dostluğun da, arkadaşlığın da sona erdiğini anlatır…
Bu söz aslında İstanbul Şehir Üniversitesi üzerinden AKP’nin A takımı arasında başlayan “yeni” tartışmayı özetliyor…
Bütçe görüşmeleri sırasında Mecliste yaptığı konuşmada bu “yeni tartışmaya” vurgu yapmak için, “Pelikan çetesine ve istihdam ettikleri trollere değil, devrik yöneticilerinize kulak verin ki sıra size geldiğinde etrafınızda sesini çıkaracaklar bulunsun” dediği için ve AKP sıralarından büyük tepki alan İstanbul Milletvekili Ahmet Şık haksız değil…
AKP’liler Ahmet Şık’a kızacaklarına dönüp kendilerine bakmalıdırlar. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bugüne kadar yakınlığını göstermek için kaç kişiye önce “kardeşim” demiş, “ortaklık” sona erince de ne demiş, bakmakta yarar var!
Listenin başında Esad yer alsa da, liste son günlerde epeyce arttı. Gelişmelere bakınca bu listenin önümüzdeki günlerde epey uzayacağını söylemek için müneccim olmaya gerek yok!
AKP kadroları dönüp bu listelere bakmalıdır, çünkü “kader” önümüzdeki günlerde onları da aynı yere taşıyabilir. Malum AKP gemisi ciddi su almaya başladı. Batmaya başlayan gemiyi kimin ne zaman terk edeceği belli olmaz!
Dün ortakken her şey çok kolaydı. Kararlar mutabakatla alınır, huşu içinde uygulanırdı. Devletin malı kendi malları gibiydi. Hesap sormak, üzerine gitmek kimin haddine olabilirdi? Özelleştirme Yüksek Kurulu da, belediyeler de kendi kontrollerindeydi.
Bugün yollar ayrıldığı için tartışmaların merkezine oturtulan “İstanbul Şehir Üniversitesi”ne biçilen misyon da başkaydı. O nedenle “Şehir Hatırası” önünde verilen resim de, mesajlar da, tıpkı “Türkçe Olimpiyatları”nda verilen resimler ve mesajlar gibiydi…
İstanbul Şehir Üniversitesi için “start” 2009’da verilmiş olsa da, planlamanın çok önceden yapıldığı ve biçilen rolün büyük olduğu o zaman da, şimdi de biliniyordu.