ABD seçimlerinde Biden kamuoyu yoklamalarına yansıyan sonuçları alamayınca, sandık çıkışlı anketler de dahil seçim sonucu henüz kesinleşmedi. Anket firmaları bir kez daha yanıldı, tahminler tutmadı, Biden Trump’a göre yaklaşık 3 milyon daha fazla seçmen oyu almış olsa da, bu sonuç eyaletlerdeki delege sayılarına aynı oranda yansımadı…
ABD’deki seçim sonuçlarına daha çok, Covid 19’un etkileri, ekonomik sorunlar, rekor seviyedeki işsizlik, sağlık sigortası ve yükselen siyah hakları hareket damgasını vurdu. “Bizimkiler” üzerinde çok dursalar da Rusya’nın ve Çin’in seçimlere etkisi tartışması dışında, ne Türkiye, ne Ortadoğu, ne de Doğu Akdeniz ABD seçimlerinde yer bile işgal etmedi…
Seçim sonuçlarının kesinleşmesinin zaman alacağı, Biden ve Trump arasında ciddi bir fark olmayacağı için sonuçlar üzerinde ciddi bir karmaşanın ve tartışmanın yaşanacağını da artık bildiğimiz bir gerçek. Trump’ın “biz kazandık” açıklamasının arkasından ikinci açıklamada „Demokratların yönettiği çoğu önemli eyalette liderdim. Sonra, sürpriz pusulalar sayıldıkça birer birer bunlar sihirli bir şekilde ortadan kayboldu“ demesi ve mahkemelere müracaat etmesi de bunu gösteriyor…
KUTUPLAŞTIRICI SİYASET
Bu yaklaşım ve kutuplaştırıcı siyaset yeni bir kaosu ve çatışmayı tetikleyebilir. Çünkü bu seçimlerde sonuç ne olursa olsun, ortaya çıkan en önemli gerçeklerden biri Trump ve izlediği sağ popülist çizginin ciddi bir ağırlık oluşturduğu. Nitekim Trump’ın aldığı oylar ve performansı dikkate alındığında sağ popülist, otoriter siyasete uygun olarak ayrımcı ve nefret merkezli söylemlerin çok kötü yönetilen Pandemi sürecine rağmen seçmende ciddi bir alıcı bulduğunu gördük!
Kritik eyaletlerde yapılan sayımlar sonucu Trump ya da Beiden „burun farkıyla“ başkanlığı kazansa da kaybetse de iki gerçek değişmeyecek:
Birincisi, seçim sonuçlarıyla ilgili tartışmalara da yansıdığı gibi ABD’de de sistem ciddi olarak krizde. Tek kutuplu dünyanın yeniden “çok kutuplu” hale gelmesi ABD’yi de hızla “dünkü ABD” olmaktan uzaklaştırmış durumda. “Dünyanın en önemli seçiminde” Cumhuriyetçilerin Trump, Demokratların Biden gibi son derece düşük profilli isimleri başkan adayı yapmak zorunda kalmaları, seçim sonrası üçüncü bir güç odağı dahil yeni siyasi arayışları arttıracak.
İkincisi de, ayrımcı, ırkçı, nefret merkezli kutuplaştırıcı siyasetin ciddi bir alıcısı var; Sorgulanması gereken bir diğer gerçek de bu!
2020 yılında ırk, inanç, din, cinsel tercih, insanların siyasi tercihlerini neden bu kadar belirliyor? Kutuplaşma neden bu kadar derinleşmiş durumda?
Seçmende ciddi bir alıcı bulan ve bugüne kadar, yalnızca Trump şahsında ve ABD’de de değil, iktidara geldiği hiçbir ülkede temel hiçbir sorunu çözemeyen sağ populist, otoriter siyasi yönelimler neden bu kadar ilgi görüyor?
Black Lives Matter (Siyahların Hayatı Önemlidir) aktivisti Demokrat Partili aday Cori Bush, Missouri eyaletinde Temsilciler Meclisi’ne şimdiye kadar seçilen ilk siyah üye olması sevindirici olsa da, ABD’de iki dönem başkanlık yapan Obama gerçeğine rağmen, Missouri Eyalet Meclisi’nin 173 yıllık tarihinde “siyahi” bir temsilin “ilk” olması ABD’de ırkçılığın halen ne kadar güçlü olduğunu da göstermiyor mu?
Minneapolis’te siyah George Floyd’un bir polis tarafından öldürülmesi ABD çapında, sonra dünyanın bir çok ülkesinde Siyahların Hayatı Önemlidir hareketinin yeniden öne çıkarırken, ABD’de sistematik ırkçılık olarak görülen koşullar, reform talepleriyle protesto edilirken, Trump „Siyahların Hayatı Önemlidir“ sloganını bir „nefret sembolü“ olarak değerlendirerek siyahlara karşı “potansiyel” muhafazakar ve ırkçı seçmeni harekete geçirdi ve bu sonuç Paris ve Viyana saldırılarının tetiklediği bir ortamda sandığı da yansıdı. Trump seçimi kaybetse de, ki son rakamlar onu gösteriyor, ABD’deki seçim sonuçlarıyla ilgili Fransa’da Le Pen ve Slovakya’da Başbakan tarafından Trump lehine yapılan açıklamalar dikkate alınırsa bütün dünyada sağ populist, otoriter partileri de etkileyeceği kesin…
Bu gelişmeler dünyada kutuplaştırıcı siyasetin daha da yükseleceğini gösteriyor. Çözüm için özgürlükler yerine ortoriteyi ve sağ populizmi tercih edenler, pandemide de, depremde de, ekonomik krizde de kutuplaştırıcı siyaset üzerinden satın alınması en kolay ama bir tek çözüm üretmeyen yolu tercih ederek siyasi ömürlerini uzatıyorlar…
Otorite yerine özgürlüğü tercih edenlerin işi dün de zordu, bugün daha da zor ama dünyayı değiştirecek damar da burada! Yeni bir uygarlık eşitliği, adaleti ve özgürlüğü öne çıkartacak katılımcı bir demokrasi üzerine kurulacak…
4 Kasım 2020, İstanbul
Necdet Saraç